Son zamanlarda kapımızı en çok çalan firmalar, marka yolculuğuna bilinçli olarak çıkan ama umduğunu bulamayarak, “Ben neyi yanlış yaptım?” diyenler… Marka yolculuğunda sisin içinde kalanlara, yanlış yola sapmak üzere olanlara, yol işaretlerini görmeyenlere bu yazımız! Eğer sizin de hayaliniz işinizi, bilinen ve tercih edilen bir markaya dönüştürmek ise bu yazımız tam sizin için..
Marka olmak isteyenlerin yolculuğu aslında ilk “Nasıl marka olurum?” sorusu ile başlıyor… Bir kısmı marka olmayı başarıyor ve hayallerine, hedeflerine ulaşıyor. Maalesef bir başka kısmı ise marka yolculuğuna bilinçli olarak çıkmalarına rağmen hayallerine ve hedeflerine ulaşamıyor. Eğer, “Nasıl marka olurum?” sorusunu sorduktan sonra devam eden süreçte “Eyvah, marka oluyorum!” diyorsanız dikkat!
“Eyvah, marka oluyorum!” sürecinin nasıl başladığını, neden önemli olduğunu, hemen ardından “Ben neyi yanlış yaptım?” dememek için neler yapılabileceğini anlatmak istiyoruz.
Diyelim, marka yolculuğunuza tüm gücünüzle başladınız… Hedefiniz rasyonel… Güçlü yanlarınızı, zayıf yanlarınızı, fırsatlarınızı, risklerinizi biliyorsunuz ve sektörünüz ile rakiplerinizin farkındasınız! Her şey yolunda gidiyor… Ve her marka için olduğu gibi sizin markanız için de çark dönmeye başlıyor.
Araya bir not ekleyip devam edelim: “What do you desire?”
“Çok göz önünde olmayalım!”, “Markalaşmada her şey mubahtır!”, “Neden bunları da üretmiyorsunuz?”, “Rakiplerimizi kızdırmayalım!” ya da “Savaş baltalarımızı bileyelim!”, “Nasıl olsa satıyoruz!”, “Daha fazla kazanmak için neden vazgeçebiliriz bakalım!”, “Ruh mu o da ne? Ne yenir, ne içilir? Boş ver ruhu!” diyenler olur…
Ve bu kafa karışıklığı ile bir anda markanızı belki de hiç planlamadığınız bir yolda, hiç istemediğiniz bir hedefe yürürken bulursunuz! Planlanmayan bu yolun görüşü zayıf, istenmeyen bu hedef ise muğlak olur! Dolayısıyla marka olma yolculuğunun ilk adımları kadar ilerleyen adımları da önemlidir ve yola çıkarken sahip olduğunuz değişim isteği ilerlerken de hedef doğrultusunda devam etmeli, hedeften şaşmamalıdır.
“Sevgi emektir!”
Marka yolculuğunun mutlu günleri olduğu kadar yorucu, zorladığı günleri de vardır. Her şey her zaman güllük gülistanlık değildir! Zaten bunu biliriz, biliriz de pek de bu bilgiye göre hareket edemez, panikleriz. Panik markaya direkt yansır. Ürün ya da marka kullanıcıları da durumu anlar ve kısır döngü başlar. İşte, bu yaşananlar marka sahiplerine “Eyvah, marka oluyorum!” dedirtir. İşte tam da böyle zamanlarda kim olduğumuzu hatırlatmak için aynalara ihtiyacımız vardır!
Markalaşmanın en çok ihtiyaç duyduğu unsurlardan biri vizyondur. Vizyonumuz sadece markalaşma sürecimizi desteklemez; süreci görmemizi, değerlendirmemizi sağlar.
Bizden bir tavsiye:
“Yola çıktığınız zamanı, duygunuzu ve hayalinizi hiç unutmayınız!”
Markalaşma yolculuğuna çıkarken ya da yolculuğunuz sırasında desteğe ihtiyacınız olursa bizi arayın!
Bizim yola nasıl çıktığımızı merak ediyorsanız tıklayın!